Bambu Ağacının Öyküsü

Bambu Ağacının hikayesini bileniniz var mı?..

Zaman zaman birçoğumuz hayatımızda çok şeyin ters gittiği düşüncesine kapılırız. Hatta Murpy Yasası’nın işlediğine de şahit oluruz. Murpy der ki; “işler ters gitmeye görsün hem de en olmadık zamanda ters gider…”. Öyle bir durumla karşılaştığımız zaman yeise kapılırız, stres yükleniriz, üzülürüz değil mi?

Bence, umudumuzu kaybetmeden sabırla yolumuza devam etmeliyiz. Sabrınızın sonuna geldiğinizi düşündüğünüz anlarda umut aşılaması dileğiyle bu hafta “Bambu Ağacının Hikayesi”ni paylaşmak istiyorum sizlerle..

Çin’de yetişen Bambu Ağacının önce tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat, inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?

Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum, beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edilebilir miydi?… Toprağa atılan tohuma belli aralıklarla ve özenle suyunun verilmesi, yağmur, rüzgar gibi olumsuz fiziki koşullardan korunması gibi uzun zamana yayılmış bir emek ve sabırla beklenilmesi sonucunda altı hafta içinde boyu 27 metreyi bulan Bambu Ağacı…

Emek, sabır, inanmak ve vazgeçmemek… Asla pes etmemek! Bakınız, Eski Bir Sioux Kızılderili Atasözü, diyor ki;

”Yollarım kapandıysa; ya kendime açık bir yol bulacağım,ya da yolumu baltam ile ben açacağım.”

En son baltanızı ne zaman bileylediniz?..

Yaşam koşulları ne olursa olsun, hiçbir zaman PES ETMEME düşüncesini; kabullenmeliyiz, benimsemeliyiz ve sahiplenmeliyiz. Ve bu yaklaşımın “yaşayan örneği” olmalıyız!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir